SİTE KURACAM(AKIN AKIN GELECEKLER)
  Şereflikoçhisar
 


GELENEKLER
Bugün köylerin boşalması ile garip ve öksüz kalan köy odalarımız mevcuttur. Köye gelen tanrı misafirleriözellikle yol üzeri köylerinde en iyi şekilde ağırlanır ve ihtiyaçları giderilirdi. Kış aylarında köylüler bir araya gelerek büyük bir eğitim yuvası olur. Koçhisar'da Ramazan: Her yerde olduğu gibi, ilçemizde de Ramazan ayı insanlarımızın büyük aşk ve şevk içinde idrak edilmektedir. Koçhisar'da özel tahinli Ramazan pideleri vardır. Her aile Ramazanda iftar davetleri verir. Zenginlerimiz fakir halka gıda yardımında bulunur. Kış aylarında arabaşı denilen bir toplu ziyafet vardır. Acılı, özel hindi, tavuk gibi kanatlı hayvan etinden çorba, bir de çoközel olarak yapılan hamuru vardır. Önce hamur kaşıkla alınır, çorba ile çiğnenmeden içilir. Saya gezileri: Kış yarılandığında mahalle veya köyün yeni delikanlıları çeşitli kıyafet değişiklikleri ile ev ev gezer, taklitler yaparak eski dönemlerde ziyaret için gerekli gıdaları şimdilerde ise gönlünden geçen paraları alırlar. Şereflikoçhisarlılar olarak medarı iftiharımız Aziz Mahmud Hüdayi gibi Anadolu'yu aydınlatan ilim irfan sahibi büyüklerimiz vardır. Gelenek`lerimiz/Görenek`lerimiz 1- Yakini ölen insanlar, en assagi, 40 gün yas tutarlar. 2-Yeni dogum yapmis kadinin ve cocugunun bulundugu yere (mekana) basindan cok evlilik gecmis kisiler,cünüp(cenabet).Ay basi (âdet) gören kadinlar 40 günü gecmeden gelemezler. 3-Yagmur yagarken cörtlân (yagmur suyunun aktigi oluk) altindan gecilmez. 4-Esik altinda yatip uyunmaz. 5-Ölmüs kisi gün battiktan sonra mezara konmaz. 6-Alkoliklerin ve zina eden kadinlarin ve erkeklerin cenaze namazi kilinmaz. 7-Kesilen tirnak her hangi bir yere atilmaz. 8-Kadinlar sacini kesince her hangi bir yere atmazlar. 9-Kadinin kestigi et yenmez. 10-Kadin cenaze namazi kilmaz. 11-Merdiven altinda yatilip uyunmaz. 12-Aksam it (Köpek) ulumasi kötülüge yorumlanir. Kücük büyükden su`da önceliklidir ve her konuda büyüklere kücükler hürmetli ve saygili olurlar.>>Örnegin<< Büyük gelince kücük ayaga kalkar. Elini öper. Ayakkabisini düzeltir.Yer verir.Üzerine laf düsmedikce sukut eder.Gevezelik etmez. (Tabiki bu kültür cocuklara veriliyorsa) vs... COK ÖNCELERi KONUSTUGUMUZ, BAZI UNUTULMUS TÜRK`CEMiZ Assagidaki kelimelerin cogu Sariyahsililere has kullanilmis ve kullanilmakta olan Türkce kelimelerdir. Cörek-Hamur isi bir`tür yiyecek/Kömbe-Yufka olmayan kalin ekmek./Somun-Firinda yapilan ekmek./Kümpür-Patetes./Pakla-Fasulye./Saan- Pakir`dan yapilmis bir cesit yemek kabi./Derramber-Aycicegi./Firek-domates./Yahni-Bir cesit etli yemek./Cicikkulagi-Yemege yarayan bir yesil ot türü./Canavar-Yirtici olarak düsünülen yabani hayvan veya Kurt./Cörtlan-Biryerden suyun toplanmis olarak(yagmur suyu) akimini saglayan suolugu./Hereni-büyük tencere./Tohat-ilk tencere cesiti./Kazan-cok genis ve büyük hacimli bir kap./Camuz-manda, bir cesit hayvan./Bibi-hala./Böle-teyze cocuklari./Eskili-bir cesit cörek./Arabasi-bir cesit as./Citlik-bir cesit cacik türü (bir ot türü)./Pelete-bir cesit tatli türü./Ede-büyük abi./Aba-anne ve ana./Baci-abla,kiz kardes./Avrat-kadin es./Herif-erkek es./Sohu-tasdan yapilmis bir cesit yalak./ Yapih-Sacin dolasmisi./Besleme-aile dis besledigin kisi./Sürtük-issiz gezen avare kisi./ Midik-kisa boylu kisi./Hoyrat-kazzik gibi, eylimi olmayan kisi./Garlempe-karni tok olsada gözü ac kisi./Dipsiz-doyumsuz(kadin)./Dullama-evlenmemis kiz olmayan kisi./ Hoyduz-hoydalayan ve hoyrat kisi./Sozi-iscimel olmayan kiz/Sozalmak-is ortaminda dikilen kisi./Kadana-karni büyük, kisa boylu kiz ve kadinlara denir./Hacana-fuus yapan kadinlarin basi./Galbur-bir cesit eleme araci./Cinâr-galburun büyügü./Kancik-disi olan/ Kerme-hayvanlarin pisliginden yapilmis bir cesit yakacak./Tezek-yine hayvanlarin pisliginden yapilmis bir cesit yakacak./Garik-bir cesit zebzenin dikildigi alan./Göze-bir zebzenin dikilmesi icin acilan cukur./ Donculu - Kagnida saman cekmek icin kullanilan dokunmus bir tür kalin kilim./ Yaba - Saman bosaltmak ve yüklemek amacli arac./ Aba - Anne./ Haba, Saba - Kaba kisi./ Ede - Baba veya Abi./ Sab - Bugday ile kökünün arasindaki kalan kisim./ Saman - Sabin ügütülerek hayvanlara yimesi icin hazirlanan yiyecek./ CIIR - Karda ve yol disi acilan bir insanin gece bilecegi kadar acilan yol.(Patika)/ Salkim - Üzümün bir dalda olusturdugu temami./ Ciltim - Bir bütünün az bir parcasi.(Bir salkimda 4. 5 ciltim olur)./ Iskin - yeni yeseren bag omcalarinin cibiklari./ Cosmak - Bir insani gaza getirdikleri zaman normal davranisinin disindaki hali./ Giymik-Keskin tas./Holluk-Burnu büyük./Cingil-Mutfak esyasi./Mungurcak-Mutfak esyasi./ Yarnim-Sirt./ Küssük-Basma isine yarayan arac./ Tohac-Camasir yikarkenkullanilir./Calma asi - S.Koçhisar'a has bir yemek./Bostan-Karpuz./ Gara.-Siyah./ inahle-Lahana./ Kaynak:S.Koçhisar'lilar`. Küfür olarak kullanilan kelimeler: Govur, Kafir, Rus, Ermeni ve Bulgar



Tarihçesi
Şereflikoçhisar, Kültür Bakanlığının höyüklerde yaptığı araştırmalardan anlaşılacağı üzere, MÖ. 3000 yıllarına kadar uzanan 5000 yıllık tarihi geçmişe sahiptir. İsmi sırasıyla; Koşhisar, Tuzbaşı, Koçhisar ve Şereflikoçhisar olarak değişiklere uğramıştır. Tarihi süreç içerisinde; Hititliler, Asurlar, Romalılar, Persler, Emeviler, Selçuklular, Karamanoğulları,Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerinde bulunduk. Karamanoğuları döneminde önemli yerleşim birimlerinden biri olan Şereflikoçhisar, 1466 yılında Osmanlı topraklarına katılmasından sonra yapılan ilk yazışmalarda, Karamanoğulları’nın Sancağı olarak kayıtlara geçmiştir Şereflikoçhisar insanı; Osmanlı Hakimiyetine geçtikten sonra, Rumeli’ye Batı Trakya’ya İstanbul’un Fethi ile de, İstanbul’ Aksaray Semtin de 1571’de de Kıprıs’ta zorunlu ikamet ettirilmiştir. Bu nedenle Osmanlının hakimiyetine geçişinin ilk yüzyılında nahiye durumuna düşmüştür.19 yy’ın ortalarında Antep, Urfa, ve Maraş yörelerinde zorunlu ikamete tabi tutulan Şereflikoçhisar bir dönem Aksaray ve Niğde’ye bağlı kalmış, ESBKEŞAN salnamesiyle Kulu ve İnevi ile birlikte ortak yönetimle yöneltilmiştir. Daha sonra Konya’nın müstakil kazası olan Şereflikoçhisar TC döneminde önce Aksaray’a sonrada 2441 sayılı yasayla Ankara’ya bağlanmıştır.Gelir kaynakları tarım tuz ve nakliyeciliğe dayalı olan Şereflikoçhisar, yurt dışında en çok işcisi olan beldelerden birisidir. Ekonomik nedenlerden dolayı son yıllarda göçlerin görüldüğü Şereflikoçhisar’dan; üç kasabası ayrılarak ilçe olmuştur. Bu üç kasabasının (Evren, Sarıyahşi, Ağaçören) köyleri ile birlikte ayrılması, ilçede ekonomik yaşamı sekteye uğratmıştır Ankara’nın güneyinde, Tuz Gölü, Hirfanlı Baraj Gölü, Sarıyahşi, Ağaçören, Evren kazaları, Aksaray Konya illeriyle Bala kazası topraklarıyla çevrili olan Şereflikoçhisar’ın son sayımda nüfusu 50 bin dir. Ankara’nın en uzak ilçelerinden biri olan Şereflikoçhisar’ın 46 köyü 4 kasabası bulunmaktadır. İlçe toprakları ülkemizin en eski yerleşme alanlarındandır. Höyükler halindeki il yerleşmelerden çıkartılan güneşte kurutulmuş kiremitler Cilalı Taş döneminde bile buralarda yerleşildiğini göstermektedir. Milattan önceki devirlerde Hititlerin, Roma ve Doğu Roma (Bizans) imparatorluğunun, bir ara da İran Devleti'nin hakimiyetinde kalan ilçe arazisi Malazgirt Zaferi'nden sonra Selçuklu Türkleri'nin hakimiyetine girmiştir. Selçuklulardan kalma en önemli tarihî eserler Sultan Alaaddin Camii ve bugün ayakta olmayan Hurşid Hatun (Sultan Alaaddin'in eşi) türbesidir. Şereflikoçhisar, Selçuklu Devletinin yıkılmasından sonra Karamaoğulları'na bağlı kalmıştır. 1467 yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından Osmanlı Devleti sınırları içine alınan Şereflikoçhisar Osmanlılar zamanında genellikle Aksaray'a bağlı bir kaza durumunda idi. 19. yüzyılda Konya'nın Esb-Keşan (Atçekenler) kazasının bir nahiyesi olan Şereflikoçhisar 1891 yılında Konya'nın bir kazası oldu. 1920'de Aksaray'a bağlandı. 1933 yılında Aksaray vilayetinin ilgası ile başkent Ankara'ya bağlanan Şereflikoçhisar, gelişen ekonomik ve sosyal yapısı ile il olmaya aday hale gelmiştir. ŞEREFLİKOÇHİSAR İSMİNİN MENŞEİ Tarihçi Merhum İ. Hakkı Konyalı tarafından yazılan ve 1970 yılında Şereflikoçhisar belediyesi tarafından bastırılan "Şereflikoçhisar Tarihi" adlı esere göre, Osmanlı dönemi yazmalarında adı"Koşhisar" olarak yazılan Şereflikoçhisar'ın bu ismi "çift kale" anlamına gelmektedir. Zamanla söylene söylene Koçhisar şeklini almıştır. Cumhuriyet döneminde adının başına bir zafer tacı gibi oturtulan "Şerefli" unvanını ise Konyalı'ya göre burada oturan "Şerefli" aşiretinden almıştır. Bununla beraber bu unvanın Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Balkan, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşında çoksayıda şehit vermesi sebebiyle özel bir kanunla verildiği de söylenmektedir.

 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol